NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ
عَنْ يُونُسَ
وَحُمَيْدٍ عَنْ
الْحَسَنِ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
مُغَفَّلٍ
أَنَّ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ إِنَّ
اللَّهَ
رَفِيقٌ يُحِبُّ
الرِّفْقَ
وَيُعْطِي
عَلَيْهِ مَا
لَا يُعْطِي
عَلَى
الْعُنْفِ
Abdullah İbn Mugaffel'den
(rivayet edildiğine göre): Rasûlullah (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur:
"Muhakkak ki Allah
(kullarına karşı son derece) yumuşak muamele eder ve yumuşaklığı sever, şiddet
karşılığında vermediğini yumuşaklık karşılığında verir."
İzah:
Buharî, istîtâbe,
istizan, davât, edeb; Müslim, birr, selâm;Tirmizî, istizan; İbn Mâce, edeb;
Dârimî rikâk; Muvattâ, isti'zan; Ahmed b. Hanbel, 1,112, IV, 87, VI, 37, 85,
199.
Söz ve işlerimizde
nâzik ve yumuşak huylu olmak anlamma geıen "rıft" övülmüş sıfatlardandır.
Rıf-kın karşılığı kabalık ve sertliktir.
Allahü Teâlâ
hazretleri, kullarına karşı son derece merhametli ve lûtuf-kârdır. Kullarının
da birbirlerine karşı nâzik ve yumuşak davranmalarını, kabalık ve sertlikten
kaçınmalarını, hoşgörü ile hareket etmelerini ister.
Rıfk ile muamele
insanları dostluğa ve kardeşliğe götürür. Aralarındaki düşmanlıklar, bu sayede
son bulmuş olur. Binaenaleyh, kötülükler bile daima iyilikle karşılanmalıdır.
Nitekim, yüce Allah Kur'ân-ı Keriminde: "İyilikle kötülük eşit değildir.
Sen kötülüğü en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki seninle
aralarında bir düşmanlık bulunan yakın bir dost gibi olmuştur"[Fussilet
34] buyurmuştur.
Dinen, aklen ve
hikmeten güzel ve faydalı görünen şeylere muvafakat etmek de rıfk sayılır. Nebi
efendimiz: "Allah Teâlâ ve tekaddes hazretleri bir ev halkını severse
aralarına rıfk verir" buyurdular. Bu yüce insan kendisine Nebiliğinin ilk
yıllarında, birçok düşman, akla hesaba gelmez eza ve cefa ettikleri halde yine
hepsine rıfk ile davranırlardı.
Rıfk, sahibini her
istediğine ulaştırır, bütün münasebetlerden emin eyler. Dikkatle bakılınca,
görülür ki yumuşaklığın etkisi azarlamak ve şiddet göstermekten daha çoktur.
Yumuşaklık her zaman hiddetleri dindirip düşmanları dost edebilir. Fakat
hiddet, şiddet arttırmaktan ve dostu düşman etmekten başka bir işe
yaramaz.[Ahmed Riffat, Tasvir-i Ahlâk 257. ]
Muhakkak diğer övülmüş
ahlâklarda olduğu gibi, rıfkın en kâmil manada tecelli ettiği kul, yine
Resul-i zişan efendimizdir. Kendisi, bir gün dahi kaba konuşmamış, şahsı
hislerine kapılarak bir müslümana kötü söz söylememiştir.
Hz. Enes, efendimizin
bu ahlâkını şöyle anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.) kötü konuşmaz, lanetçi,
küfürbaz biri değildi. Birisini ayıplamak istediği zaman, onun hakkında
sadece; O'na ne oluyor, alnı toprağa varası-ca; demekle
yetinirdi."[Buharî, edeb]
Bu sözüyle, efendimiz,
kişinin çok secde etmesi için dua etmiş olurdu.
Daima ümmetine
yumuşaklığı tavsiye eder; "yumuşaklık bulunduğu herşeyi süsler, yumuşaklık
bir şeyden de alınırsa onu lekeler."[Müslim, birr]
"Bir kimse yumuşak
davranmadan mahrumsa hayırdan da mahrumdur"[Müslim, birr] buyururdu.
Bu hadislerden,
yumuşaklığın herşeyde olabileceği anlaşılmakla beraber İslamda, şeriat, yahut
cemaatin maslahatının muktezası olan yerlerde sertlik göstermek caiz ve
lüzumludur.[Eşref edip, Asr-ı Saadet, VI, 520.]